ÇİFT VE AİLE TERAPİSİ
Her ne kadar çift ilişkisi dendiğinde akla iki unsurlu bir sistem gelse de, terapi sürecinde ilişkiyi iki yerine üç unsurlu bir sistem olarak ele alıyoruz: birinci birey, ikinci birey ve üçüncü unsur olarak onların arasındaki ‘ilişki’. Bir çift ile çalışırken her iki bireyin öz benliklerini ve psikolojik içsel süreçlerini keşfetmekle başlıyoruz. Sonrasında bu iki benliğin nasıl bir etkileşim örüntüsü oluşturulduğuna, yani ilişki döngülerine bakıyoruz. Ardından bu döngülerdeki işlevsiz etmenleri işlevli kılmayı hedefliyoruz.
Devamı...
BİREYSEL TERAPİ
Bireysel terapi sürecine danışanların sundukları problemin nasıl sorun haline geldiğini tespit etmekle başlıyoruz. Ardından bireyin öz benliğine odaklanarak psikolojik iyi oluşu sağlamaya yönelik terapi müdahaleleri sayesinde bireysel işlevselliği arttırmayı hedefliyoruz.
Devamı...
BİREYSEL TERAPİ
Bireysel terapi sürecine danışanların sundukları problemin nasıl sorun haline geldiğini tespit etmekle başlıyoruz. Ardından bireyin öz benliğine odaklanarak psikolojik iyi oluşu sağlamaya yönelik terapi müdahaleleri sayesinde bireysel işlevselliği arttırmayı hedefliyoruz. Bireysel terapide depresyon, kaygı, panik atak, travma sonrası stres bozukluğu, kayıp yaşantıları veya özgüven eksikliği gibi duygusal temelli sorunları ele alırken zaman zaman iş, aile, okul ve sosyal çevre ile iletişim sorunları gibi etkileşimsel temelli sorunlarla da çalışabiliyoruz. Danışanlarımızın sundukları problemlerle çalışırken yaşadıkları sorunları tanımlamalarına ve yaşam kalitelerini artırmaya yönelik becerileri geliştirmelerine yardımcı oluyoruz.
Bireysel terapide zaman zaman öncelikle ilaç tedavisi gerektiren ağır depresyon, panik bozukluklar, takıntılar ve bağımlılıklar gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu durumda süreci uzman psikiyatristlerin desteğiyle ilaç tedavisi ve terapinin birlikte yürütülmesi şeklinde yönetmeyi tercih ediyoruz. Deneyimlerimiz bu türden işbirlikleriyle yürütülen süreçlerde danışanlarımızın psikolojik iyi oluş hallerine erişmelerinin daha etkili ve daha hızlı olduğunu gösteriyor.
Bireysel terapide ele aldığımız konuları çalışırken zaman zaman etkileşim ağı içindeki diğer kişileri de sürece dâhil etme ihtiyacı belirebiliyor. Örneğin kaygı ya da travma konusunu ele aldığımız bir durumda bireyin durumuna etki eden ya da bu durumdan etkilenen diğer aile bireylerini de seanslara davet edebiliyoruz. İlişkilerdeki sorunların çözülmesine ve danışanın daha iyi bir sosyal destek sistemine sahip olması açısından bu yaklaşımın etkili olduğunu deneyimliyoruz.
Bireysel terapi süreci, her danışanın özgün ihtiyaçlarına ve koşullarına göre uyarlanan bir süreç olduğu için terapistlerimiz uzman görüşleri doğrultusunda farklı yöntemler kullanabiliyorlar. Yaklaşım yöntemlerimizi belirlerken önceliğimiz elbette mesleğimizin etik ilkeleri ve bu ilkeler doğrultusunda danışanlarımızın temel ihtiyaçları ile öz kaynaklarını dengeleyerek onlar için en etkili yaklaşımları ve stratejileri kullanmak oluyor.
Yetişkin Bireysel Terapi Alabileceğiniz Psikologlarımız
ÇİFT VE AİLE TERAPİSİ
Her ne kadar çift ilişkisi dendiğinde akla iki unsurlu bir sistem gelse de, terapi sürecinde ilişkiyi iki yerine üç unsurlu bir sistem olarak ele alıyoruz: birinci birey, ikinci birey ve üçüncü unsur olarak onların arasındaki ‘ilişki’. Bir çift ile çalışırken her iki bireyin öz benliklerini ve psikolojik içsel süreçlerini keşfetmekle başlıyoruz. Sonrasında bu iki benliğin nasıl bir etkileşim örüntüsü oluşturulduğuna, yani ilişki döngülerine bakıyoruz. Ardından bu döngülerdeki işlevsiz etmenleri işlevli kılmayı hedefliyoruz. Böylelikle çift ilişkisi işlevli hale gelirken, bireylerin öz benliklerindeki ihtiyaçlar da karşılanmış oluyor, yani üç unsurun üçünde de iyileşmeyi sağlamış oluyoruz. Bunu yaparken ‘hangi birey yanlış ya da hatalı’ diye bakmak yerine, ‘nasıl oluyor da bu iki kişi arasındaki ilişki işlevsiz duruma geliyor’ sorusuna odaklanarak süreci yönetiyoruz. Çiftlerle çalıştığımız konular genellikle iletişimsizlik, üst kuşak ebeveynlerle ilgili sorunlar, aldatma, cinsellik üzerine olduğu gibi ayrılma kararı almış olanlarla boşanma süreci ve bu süreçte çocuklarla iletişimin yönetilmesi, ikinci evliliklerde iki sistemin birleşmesi, evlilik öncesi ilişkilerde yeni sistemin oluşturulması gibi konuları da çalışabiliyoruz.
Aile terapisinde ise ailedeki bireylerin her birinin öz benliklerine ve ihtiyaçlarına odaklanırken aynı zamanda birbirleriyle kurdukları iletişim ağını ele alarak ailenin işlevselliğini arttırmayı hedefliyoruz. Aile terapisinde genellikle çocuk ve ergenlerle gelişim dönemlerine ait sorunlar (uyum, öğrenme, stres ve kaygıyı yönetme, çatışma çözümleme, arkadaşlık ilişkileri, sorumluluk alma), ebeveynlik tutumları ve aile içindeki etkileşim süreçlerini ele alıyoruz. İlginçtir ki, çocukla ilgili bir sorunla başladığımız aile terapisi süreci bizi çift ilişkisine döndürüp, çift ilişkisindeki uyumu arttırmaya veya ortak ebeveynlik tutumlarını çalışmaya yöneltebiliyor. Dolayısıyla aile terapisi sürecine girdiğimizde tüm aile üyeleriyle birlikte görüşebildiğimiz gibi, zaman zaman çift ile ya da sadece çocuk/çocuklarla görüşerek farklı seanslar yapabiliyoruz.
Çift ve ailelerle yaptığımız çalışmalarda nadir de olsa öncelikle ilaç tedavisi gerektiren durumlarla karşılaşabiliyoruz (yeme bozukluğu, kaygı, hiperaktivite, ağır depresyon gibi). Bu durumda süreci uzman psikiyatristlerin ilaç desteği ve terapinin birlikte yürütülmesi şeklinde yönetmeyi tercih ediyoruz.